16 Ocak 2017 Pazartesi

Motivasyon ve Ötesi

"Nasıl motive oluyorsun? Nasıl motive olabilirim?" gibi çok fazla soruyla karşılaşıyorum. Bugün hem sorularınızı cevaplamak, hem de bu konuda kendi deneyimlediğim noktalara değinmek istiyorum.

Motivasyon herkeste farklı işleyen, aslında fazlasıyla soyut bir kavram. Herkesin motivasyon kaynağı kendine has olduğu gibi bunun derecesi, yarattığı etki de farklı. Bunu Tai Lopez "4 M's of Motivation" yani motivasyonun dört M'si olarak açıklıyor. İnsanların temelde 4 farklı şeyden motive olduklarını (money, mating, mastery, momentum) düşünüyor. Yani para, eş, uzmanlık, ilerleme isteği insanların motivasyonunu oluşturuyor, diyor. 

Bunu sizlerle özellikle paylaşmak istedim çünkü böyle düşünmüyordum. Ben kendimden yola çıktığım için belki de; insanın sadece sevdiği, tutku duyduğu şeyler için bıkmadan ilerleyebileceğini düşünüyordum. Bahsettiği "mastery, momentum" kısmına uyduğum içindir belki de. Bunları, benimle aynı motivasyon şeklini paylaşmıyor olabileceğiniz için özellikle belirtme ihtiyacı hissettim. Yani "Nasıl motive olabilirim?" sorunuzun cevabı aslında sizin içinizde. Sizin için en önemli olan "M" yi fark ettiğinizde aslında motivasyon kaynağınıza ulaşmış olacaksınız. 

Nasıl motive olduğumu soranlar için biraz daha açıklamak istiyorum. Ben, duygusal biriyim ve beni motive eden her şey içerisinde bir duygu barındırıyor. Tıp okurken çok zorlandığım anlar oldu, hala da zorlanıyorum. Saatlerce çalışmaktan yorulduğumda, bir gün doktor olacağımı düşünüyorum. Tedavi ettiğim bir yaşlı teyzenin kavuştuğu huzuru, bir çocuğun dinen gözyaşlarını hayal ediyorum. Veya bir hastalığa çalışırken konuya ilgim azaldığında, o hastalık sanki çok sevdiğim birinde varmış gibi düşünüp konuya o şekilde yaklaşıyorum. Uykusuzluğum azalıyor, yorgunluğum baskılanıyor. Yerini heyecan alıyor. Bir de heyecan duyduğum başka şeyler de var; müzik gibi. Lisede müzik grubumuz vardı. Fen lisesinde okumanın getirdiği yoğunlukla, bir gece yurtta kalıp çalışmamızı akşam tamamlayalım dedik. Saatlerce prova yaptık. Parmaklarımın nasıl morardığını hiç unutmam. Nasıl mutlu olduğumu da unutmam. Şuan ise fakültemizin tiyatro kulübündeyim. Aynı heyecanı şimdi de duyuyorum. 9.30'da başlayan ders için sabah 7'de kalkıp okula gidip, akşam 6'daki tiyatro çalışmasına kadar ders çalışmak, hasta olduğu halde hoca koş deyince koşmak, bağır deyince bağırmak... Motivasyon değil de nedir?

Gelelim, motivasyonun ötesine. Kendi motivasyon kaynağınızı bulduğunuzu varsayıyorum. Önemli olan kısımsa bunu hayatınıza geçirebilmeniz. Bunu da ancak disiplinle sağlayabilirsiniz. Çünkü, motivasyon duygu-durumunuzla ilişkilidir. İnişli çıkışlı, değişkendir. Motivasyonunuzu kaybettiğiniz anlarda, disiplininizi elden bırakmazsanız; çıktığınız yolda zorluklar da olsa ilerlersiniz.

Aslında disiplin konusunda uygulayabileceğiniz, özellikle kendinizde keşfedebileceğiniz çok şey vardır diye düşünüyorum. Benim sistemim ise "gemileri yakmak" prensibiyle gelişiyor. Şöyle ki, kendimi bazı şeyleri yapmak zorunda bırakıyorum.  Örneğin, üniversite sınavına hazırlanırken şöyle derdim: "Bu sınava ilk ve son kez giriyorum. Tek şansım var. Kazanmak zorundayım. Kesinlikle tercih yapacağım. " ve buna inandığım için her gün normal okul temposunda gece 2'ye kadar ders çalıştım. Bir sene boyunca her gün. 

Ben hep şunu düşünürüm; herkesin günü 24 saat. Bir piyano virtüözünün, bir cerrahın da 24 saati vardı gençliğinde. Şimdi televizyon karşısında oturup cips yiyen bir gencin de 24 saati var. Bilmem anlatabildim mi?


----

Zaman yönetimi ile ilgili önceki yazım için buraya tıklayabilirsiniz.

Yazımda bahsettiğim 4 M's of Motivation videosu için buraya tıklayabilirsiniz.