Merhaba arkadaşlar,
Söz verdiğim gibi bugün 12. Sınıf maceramdan bahsedeceğim.
Lys konuları benim bulunduğum yılın müfredatında 11 ve 12. Sınıftan
oluşmaktaydı. Anlattığım gibi 11.sınıfta düzenli olarak o senenin konularını
öğrenmiştim. 12. Sınıfta da düzenli olarak lys konularına çalışmaya devam
ettim. Yazın ygs konularını bitirdiğim için geriye sadece tekrar etmek,
bildiklerimi unutmamak ve bol bol deneme çözmek kalmıştı.
12.Sınıftayken bildiğiniz üzere fen lisesine gidiyordum.
Fakat okul evime çok uzaktı. Yolda çok zamanım geçiyordu, yoruluyordum. Çıkışta
dershaneye gidiyor, oradan çıkışta evde ders çalışmaya devam ediyordum. Bazen
deneme oluyordu, eve geliş saatim 9-10’u buluyordu. Ortalama olarak yatış
saatim ise gece 2’ydi. Uyandığımda, -yorgunluktan olsa gerek- kemiklerimin
acısıyla uyanıyordum. Ve yine aynı şekilde okula gidiyordum.
12. sınıfta bence en önemli şey sabırlı olabilmek, bıkmadan
usanmadan çalışabilmek. Çok kez ağladığımı, başaramayacağımı düşündüğümü
hatırlıyorum. Hatta babamın “sen iyi tıpları kazanamazsın, kötü tıpları
kazanırsın” dediğini hiç unutmam. Bunu duyduğumda ağlaya ağlaya test çözmüştüm.
(Hatta fizik testiydi, hala unutmadım.) Ama çözmüştüm ve beni bugünlere getiren
o gün pes etmemiş olmamdı.
Aylar bu şekilde geçti, ve ygs geldi. Ygs ye kadar genel
olarak deneme çözmüş, yapamadıklarımı öğrenmeye çalışmıştım. Elbette netlerim
“tam” değildi, denemeye göre değişiyordu. Fakat artık sınav kapıdaydı. Sınav
esnasında ise şunları düşüdüm:
“Elimden geldiğince çalıştım. Yapabildiklerimi yapacak,
yapamadıklarımı bırakacağım. Olmuyor diye sınav esnasında üzülmeyeceğim.
Yapabildiğim kadar, sonuna kadar çözeceğim.”
Ve sınav, o dönemde
gerçekten zordu. Süresini yetirebilen arkadaşım yoktu. Benim sürem de yetmedi.
Sınavda ağlayan oldu mu olmadı mı hatırlamıyorum. Çünkü o esnada adeta
kitapçığın içinde yaşıyordum. Kitapçıklar kapandı, yüzler kızardı. Bazı
arkadaşları ağlarken gördüm. Bense bir an önce eve gitmenin ve ygs
kitaplarımdan kurtulmanın derdindeydim. Çünkü akşama lys çalışmam tüm hızıyla
devam edecekti. Öyle de oldu.
Ygs açıklanana kadar, rahat olduğumu hatırlıyorum. Sınav zor
olduğunda asla üzülmeyin, zor sınav seçici olur.
Sınav açıklandığında çok önemsemedim. Kitapçığı kapattığımda
ygs benim için kapanmıştı çünkü. 8 bininci oldum. Benim için yeterliydi.
Lys döneminde konulara detaylı şekilde çalıştım. Özellikle fen
konularına, biyolojiye çok önem verdim. Zaten dönem başında 12. Sınıf konularını
düzenli götürmüştüm. Fakat organik kimyayı öğrenmede sıkıntı çektim. Kendi
kendime öğrenemeyince özel ders aldım. Hayatımda aldığım ilk özel ders buydu.
Ve çok verim aldım. (Yaklaşık 1 haftada bütün organik kimya bitti.) Daha önce
özel ders almamış olduğum için gerçekten pişman oldum. İmkanınız varsa iyi bir
hocadan özel ders almanızı tavsiye ederim. Yoksa youtube üzerinden konu anlatım
videolarını da izleyebilirsiniz. Onları ben genelde yazın, hocalara
ulaşamadığım dönemlerde kullanıyordum. Ve çok faydalarını gördüm.
Sonunda matematik sınavı geldi çattı. Artık yorulmuştum ve
sınav bir an önce gelsin, bitsin istiyordum. Bütün sene çok yoğun çalıştım. Ve
asla ama asla tekrar sınava girmek gibi bir niyetim yoktu. Tıbbı çok
istiyordum, fakat asla bu senenin işkencesini tekrar çekmeyecektim. Sınava
girdim. Matematik sınavım tam bir fiyaskoydu. Yan sıramda “öylesine” matematik
sınavına giren bir arkadaş tek tek şeker paketlerini açıyordu. Ve türev
integral sorularını gayet anlamış ve çözüme ulaşmış olmama rağmen bir türlü son
sayıyı bulamıyordum. Kimse konuşmuyordu, ama ortamdaki gerginliği
hissedebiliyordum. Ve sınav bitti. Aileme sadece matematikten 13 boşum
olduğunu, tıp kazanmamı beklememelerini, ama ne olursa olsun tercih yapacağımı
söyledim. Hemen eve geldik, ve ben 568 sayfalık bir fizik konu anlatım kitabını
elime aldığım gibi en baştan çalışmaya başladım. Bu benim girdiğim son sınav
olacaktı. Çözdüğün son fizik kitabı olacaktı. Asla ama asla bir daha bu seneyi
yaşamayacaktım.
Nihayet fen sınavı geldi, ve ben elimden geldiğince çözmeye
çalıştım. Fizik testi yüzümü güldürdü, kimya testini bitirip saate baktığımda
15 dk da çözdüğümü görünce gözlerime inanamadım, biyoloji sınavında ise dedim
ki; aslında kazanabilirim.
Biyolojideki bütün soruları cevaplamıştım. Optiğimi bile
kodlamıştım. Kitapçığa göz gezdirip kontrol ediyordum -derken- sınav
gözetmeninin 5 dk kaldı demesiyle birden panik olup doğru yaptığım bir soruyu
sildim. Son saniyelerde iste başka bir şıkkı işaretledim. O soru, benim bugün
Gazi yerine Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’ni kazanmamı sağlayan soruydu.
Hayatta çok çalışmaya, azmetmeye inanan bir insanım. Fakat
“hayırlısı” demenin önemine de çok inanıyorum.
Umarım gönlünüzden geçen, sizin için en hayırlısıdır.
Görüşmek üzere…