10 Temmuz 2018 Salı

Okuduğunuz Lisenin Üniversite Sınavına Etkisi

Ben ortaokulda 3 yıl boyunca SBS’ye giren öğrencilerden olduğumdan, çok küçük yaşta sınav kaygısı, iyi bir liseye gitme telaşı içindeydim. Bu dönemde bir hocamla konuşurken bana şöyle demişti, hiç unutmam: Lise bir araba gibidir. O araban ne kadar sağlam ve kaliteli olursa o kadar komforlu bir şekilde gideceğin yere varırsın, ne kadar eskiyse ve kötü durumdaysa seni o kadar uğraştırır. Ancak unutma, sürücü sensin!

Hangi arabada olursan ol, varacağın yere giderken onu kullanacak olan sensin. Doğru kullanarak ikisiyle de hedefine ulaşabilirsin. Yanlış kullanarak ikisiyle de kaza yapabilirsin...

Bu örneğin ne kadar doğru olduğunu yıllar içerisinde yaşayarak da görmüş oldum. Fatsa Fen Lisesi 2014 mezunuyum. Okuduğum lise ortalama bir liseydi diyebilirim. Fen liseleri arasında puanı düşüktü, ama nihayetinde fen lisesiydi. Avantajı, tıp ve mühendislik için gerekli puanın alınmasında ağırlıklı rol oyanayan matematik, fen bilimleri derslerinin sayılarının diğer liselere göre fazla olmasıydı. Biyoloji derslerimizi, rehberlik saatini de ona dönüştürerek adeta rekor sayıda işlerdik. Bunun faydasını gördüğümü dürüst olarak söyleyebilirim. Ancak bu okulumun mükemmel olduğu anlamına gelmiyordu. Bir çok derste verim alamadığım da oldu. Bunu yazdığım için, çok büyük saygı duyduğum hocalarımdan özür diliyorum. Ancak okulda öğrenemeyip dershanede öğrendiğim çok konu oldu. Hatta son sene organik kimya konusunda çok zorlandım. Bunun için özel ders aldım.


Özel ders konusuna değinmişken, genel olarak akıllarda soru işareti olarak kalan bir konuya daha deyinmek istiyorum, o da para konusu. Ne kadar özel ders aldığım soruluyor. Sadece son senemde bahsettiğim gibi organik kimyadan özel ders aldım. Yaklaşık 5-6 saat diyebilirim. Bunun dışında tüm öğrenim hayatım boyunca özel ders almadım. Ancak benim dönemimde dershaneler vardı ve okula takviye olarak çok yararlanıyordum. Dershanedeki hocalarımın hakkını asla ödeyemem. Çok büyük emek sarfediyorlar çok uzun saatler çalışıyorlardı ve sınavı kazanmamda çok büyük katkıları oldu. Onların birebir anlattığı konular ve yapamadığım soruları çözmeleri benim için oldukça öğretici zamanlardı. Ancak dershaneye eğitim hayatım boyunca çok fazla para vermedim, her sene bursluluk sınavları oluyordu o sınavlara girip derece yapıyordum ve büyük oranda indirim kazanarak okuyordum. Bunu imkanı az olan öğrencilerin kendilerini geride görmemeleri için özellikle söylüyorum. Yani ailem elbette ihtiyacım olduğunda bana destek olacak imkana sahipti, onlara haksızlık etmeyeyim ancak yollarıma paralar döşenerek okumadım, her yıl yaşımın gerektirdiği şekilde emek verdim ve bunun karşılığında daha az maddi katkıya gereksinim duydum.

Şuan ise sistem biraz daha farklı, bunun farkındayım. Dershaneler her ne kadar bizi yorsa da kaldırılması aslında farklı branşlarda hocalara erişim konusunda parasal anlamda bence biraz fırsat eşitsizliği yarattı. Şöyle ki, dershanelerde bir kayıt ile tüm derslere erişilebilirken artık eksik olan konularda tek tek destek almak gerekiyor. Bu da çok erişilebilir olmayabilir herkes için. Dolayısıyla okulların eğitiminin önemi daha arttı. Özel okullarda, okuluna göre değişmekle birlikte titizlikle verilen bir eğitim olduğunu düşünüyorum, (ortaokulda burslu olarak 3 sene özel okulda okudum) Bu da malesef biraz fırsat eşitliğine neden olabiliyor.

Ancak unutmayalım, üniversite sınavını bir devlet okulunda okuyarak kazandım. Burada bulunan hocalarımın emeğini asla ama asla ödeyemem. Her öğretmenler gününde onları düşünüp duygulanırım, hayallerime ulaşmamı onlar sağladı çünkü... Lisedeki biyoloji hocamı hiç unutmam. Yapamadığımız soruları götürürdük, dersin işleyişi bozulmasın diye Mustafa hocamız her tenefüste bizim sorularımızı çözerdi. Hatırlayamadığı konularda kitaplarını açar araştırır bakar doğru cümleyi bize gösterir, öğretirdi... Onun sayesinde üniversite sınavında en iyi neti biyolojide yapmıştım.

Burada da belirtmem gereken çok önemli bir detay var o da şu: Lütfen eğer azimliyseniz, çalışıyorsanız bunu hocalarınıza da farkettirin. Onlar bunu farkettiğinde size gerçekten destek olacaklar. Matematikte sorununuz varsa örneğin, gidip bunu matematik hocanızla konuşun. Hocam ben yapmak istiyorum, bu işi öğrenmek istiyorum deyin. Hocanız sizi tanır, nereyi anlamadığınızı bilir. O derse nasıl çalışmanız gerektiğini en iyi o branşın hocası bilir. Soru çözme program konularında lütfen sosyal medyadaki “eğitim koçlarına” veya buradan bana danışmadan önce gidin okulunuzun rehber öğretmeniyle görüşün. Bir hocanızdan yüzyüze destek almak bence çok kıymetli. Ben yıllarca onların tavsiyeleri, branş hocalarımın tavsiyeleri ve kendi çalışma verimimi sentezleyerek karar verdim ve o şekilde çalıştım. Hedefine ulaşmış biri olarak size de naçizane tavsiyem budur...

Son olarak, sınavdan sonra görüyorsunuz ki bir çok çeşit liseden, bir çok şehirden öğrenci fakültenizde bulunuyor. Ve yine görüyorsunuz ki puanı yüksek bir liseden de, düşük bir liseden de hedefine ulaşan veya ulaşamayan bir çok öğrenci çıkıyor. Dolayısıyla yine ilk verdiğim örnekteki noktaya geliyoruz. Okul işinizi kolaylaştıracak güzel bir araç ancak benim deneyimlerime göre sınavı kazanmanızı sağlayan en önemli faktör sizsiniz. Lütfen imkansızlıklarınıza değil, başka seçeneğiniz ne varsa onları aramaya odaklanın. Youtubedaki konu anlatım videolarından özellikle yaz aylarında faydalanabilirsiniz. Anlamadığınız konuları farklı farklı hocalardan dinleyin. . Bu fırsatı lütfen azımsamayın ve hedefiniz neyse ona yönelik çalışmalarınıza sabırla devam edin.
Sevgiler!

Benim YGS-LYS sürecimle ilgili merak ettiklerinizi bu yazılarımdan öğrenebilirsiniz:



LYS'ye nasıl çalıştım?




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder