16 Temmuz 2018 Pazartesi

Tamamlayıcı tıp nedir? Ne değildir?

Tamamlayıcı tıpla tanışmam aslında derste değil ilk olarak bir konferansta oldu. Bilimsel Araştırma Topluluğu'muz ile organize ettiğimiz Akupunktur konferansında, aslında sadece onunla ilgili bilgi edinmedim aynı zamanda tamamlayıcı tıpla ilgili ön yargılarımı da yıktım diyebilirim.Daha sonrasında dönem 3 okul müfredatımıza eklendi. Avrupa'da tamamlayıcı tıbbın uzun yıllardır tıp eğitimine katıldığını; Amerika'da "DO" ve "MD" olarak doktorların -temel prensipler olarak ayrılmamış, ancak- belli farklılıklar taşıyan bölümlere ayrıldığını da göz önünde bulundurursak bu dersi aldığım için kendimi şanslı hissediyorum diyebilirim. Türkiye'de yeni yeni müfredata girmeye başladığından bu dersi almamış olabileceğinizi düşünerek siz değerli tıbbiyeli arkadaşlarıma ve bu konuda aklında soru işaretleri olan halkımıza olabildiğince genel ifadelerden oluşan bir yazı yazmak istedim. Umarım bu konuda bir fikir edinmenize, geleceğin hekimleri olarak merakınız varsa araştırıp kendinizi geliştirebilmenize küçük de olsa bir katkısı olur.


Aslında tamamlayıcı tıbbı tanımlamamız için adından yola çıkmak daha yerinde olacak. Zira tamamlayıcı tıp alternatif tıp ile karıştırılmamalı. Tamamlayıcı tıp, hiçbir şekilde modern tıbbın uygulamalarını bir kenara bırakmak demek değildir. Bu durum "alternatif" tıpta söz konusudur. Bu da kabul edilemez. Bunun için, modern tıp ile bağdaşan, modern tıbbın rutin uygulamaları içerisinde yer almayan ancak bilimsel anlamda hastalara fayda sağlayabilecek uygulamalar için "tamamlayıcı" kelimesi kullanılır. Tamamlayıcı tıp adı üstünde, modern tıbbı tamamlar. Onun için, bahsettiğimiz bağlamda "Alternatif  tıp" ifadesini kullanmak yanlış ve yanıltıcı olur. 

Peki nereden çıktı bu tamamlayıcı tıp, neden günümüzde uygulamalarına ihtiyaç duyuluyor?
Tıp kitaplarını az çok karıştırmış birçok insan bilir; insan sadece lego gibi birleşen organlardan oluşan bir yapı değil. Gizemini hala koruyan ve bilimin çözmeye çalıştığı bir çok karmaşık yapıdan oluşuyor. Bunun içinde basit sandığımız inorganik moleküller, sinir ağlarından tutun reseptörlere kadar... Manyetik alandan dahi söz edebildiğiniz bir biyolojik, duyguları olan bir yapı düşünün. Sizce de olaya robot tamir eder gibi yaklaşmak hatalı olmaz mı?

Modern tıp, aslında her tıp öğrencisinin temelde aldığı dünyaca kabul edilen bilimsel verileri kapsar bildiğiniz gibi. Ancak tıp okuyanlar bilir, bazen işin fizyolojik boyutunun teknik bilgilerine o kadar yoğunlaşırız ki, insanı "teknik prensiplerle çalışır gibi" gördüğümüz olabilir. Uzmanlık alanlarındaysa gastroenterelogların insanların özellikle midesine, kardiyologların kalbine odaklandığı gibi...


Tamamlayıcı tıp da nereden çıkmış? diyerek, konu ile ilgili bilgisi, eğitimi olmamasına rağmen bu konuda yorum yapan, tıp eğitimi olmayan bazı kişilerden "Modernlikten uzaklaşıyoruz" yorumunda yazılar okumuş olmamın üzerine şundan bahsetmek istiyorum... Avrupada tamamlayıcı tıp konularında uzun yıllardır eğitimler veriliyor. Bu konular bizden daha erken başlamış olmak suretiyle araştırılıyor. Tıp öğrencilerinin, tıp doktorlarının hatta profesörlerin yararlandığı bir biyomedikal veritabanı olan Pubmed'te şuan yayınlanmış, Akupunktur konulu 17203  çalışma olduğunu biliyor muydunuz? (Rakam uydurma değildir, buraya tıklayarak makalelere ulaşabilirsiniz.) Yani aslında bu konuda dünyada BİLİMSEL çalışmalar yapılmış, yapılmaya da devam ediyor.

Peki tıp öğrencilerinin bu konuda bilgisi olması neden gerekir? Bildiğiniz gibi bu durum suistimale de açık bir durum. Bilgisiz kişiler tarafından yüz çeşit türü olan bir bitkinin tıbbi olmayan, etkisiz türünün "şifalı" adı altında satılabileceği gibi daha da kötüsü zehirli türünün de tüketilebilmesi söz konusu. Fitoterapi ise bunu tıp disipliniyle birleştirmekte ve doğru kişiler tarafından uygulanmasını sağlamakta.

Özellikle modern tıbbın çözüm konusunda çaresiz kaldığı bazı durumlarda, hastalar ve hasta yakınları alternatif yollar aramaya yönelebiliyor. Bu hastaların umutlarını sömürmek isteyen kişiler veya iyi niyetli olsa dahi insan vücudu ve sağlığı hakkında yeterli bilimsel bilgiye sahip olmayan kişiler bu durumda hastaları yanlış yönlendirebiliyor. Bu uygulamalar zaman zaman fayda sağlayabiliyor ANCAK çoğu zaman yanlış uygulandığında fayda sağlamadığı gibi çok büyük zararları da olabiliyor. Bunu stajım esnasında bizzat yaşayıp gördüğüm bir örnekle daha somut bir şekilde anlatabilirim. Elbetteki anonim olarak belirteceğim bir hastam, maalesef kanserdi ve kemoterapi alıyordu. 4 senedir çeşitli cerrahi ve kemoterapiler ile tedavisine devam etmekteydi. Hastalık öyküsünü sorarken bana midesinin "patladığından" ve acile geldiğinden, sonrasında acil ameliyata alındığından bahsetti. Bunun detaylarını sorguladığımda ilk başta söylemedi. İlk kemoterapi sonrasında patladığını (yani perfore olduğunu) söyledi, ancak bir kaç gün sonra bu aklıma yatmadı, tekrar sorularımı sordum ve öğrendim ki aslında günde üç kere çok fazla miktarda olacak şekilde ısırgan otu suyu içmiş. Mide kanserine "iyi gelsin" diye... Ve midesi delinmiş.

İşte tamamlayıcı tıp tam olarak burada devreye giriyor! Doktorların otlara çöp diyerek kestirip atması ve hastaların tedaviden tatmin olmayıp bu işin yıllarca eğitimini almış doktorları bir kenara bırakıp tedavilerinde çok büyük aksaklıklara yol açabilecek başka bir çözüm araması malesef onlara üzücü şekilde zarar vermiş.. Günümüzde ilaçların dahi bitkilerin çeşitli işlemlerden geçirilip doz ayarlaması yapılarak üretildiğini biliyoruz. Onun için bu tabloda tıp dünyası olarak bizim üzerimize düşenin tamamlayıcı tıbba bir bakış açısı geliştirerek, hastanın talebi doğrultusunda bilimsel olarak bu işle uğraşan uzman kişilere hastamızı yönlendirmek olduğunu düşünüyorum. Elbette ki her uzmanlık alanındaki hekim hangi bitkinin neye iyi geldiğini bilsin demiyorum. Ama en azından hastalarının böyle bir talebi var ise emin ellerde, doğru koşullarda yapılsın ve medikal tedavisini olumsuz etkilemesinin önüne geçilsin diyorum.

Bildiğimiz gibi içilen bitki çayları, cilde sürülen kremler bile içtiğimiz ilaçların vücudumuzdaki etkilerini (örn biyoyararlılığını) değiştirebilmekte. Dolayısıyla bunları sorgularken hastamızın bunları biz doktorlardan saklamaması, bize rahatça söyleyebilmesi ve verdiğimiz tedavinin etkili olabilmesi için bu konuda da toplumumuzdan bağımsız düşünmememiz, halk sağlığı açısından önemli diye düşünüyorum.

Sonuç olarak, tamamlayıcı tıbbın modern tıp biliminin esasları içinde araştırılması, geliştirilmesi ve doktorlar tarafından en azından temel özelliklerinin ve imkanlarının bilinmesi; bence hem toplum sağlığı için hem de tıp uygulamaları ve imkanlarını ileri taşımak adına kıymetli bir adım olacak. 

Bu konudaki görüşlerim ve paylaşmak istediklerim bunlardı.

Herkese sağlıklı günler dilerim :)



1 yorum:

  1. Çok güzel bir yazı olmuş.Toplumun sağlık konusundaki çok büyük ama göz ardı edilen bir sorununa değinmişsin.Umarım diğer doktorlarımız ve doktor adaylarımız da bu bilinçle hareket eder ve gerekli eğitimleri alırlar.Tebrik ederim.

    YanıtlaSil