9 Ağustos 2016 Salı

Yabancı dil öğrenmek!


Merhaba arkadaşlar,

Türkiye’de ortalama bir ortaokulda-lisede okumuş herkes bilir. İngilizce dersi demek, öğretmenin tahtaya çıkıp gramer anlattığı, artı eksi ve soru işaretinden oluşan formüllerin ezberletildiği bir ders demektir…Öncelikle burada asla öğretmenlerimizi suçlu bulmadığımı belirtmek istiyorum. Müfredatta okutulan kitaplardan ve sınıf mevcudunun çokluğundan kaynaklandığını düşünüyorum. Fakat sonuca gelecek olursak, senelerce İngilizce dersi görüp İngilizce konuşamayan insanlar olduğumuz gerçeğiyle yüzleşmek gerek.

Ben ilkokulda devlet okulunda okumuş, İngilizce'den nefret etmiştim. Ortaokulda burslu olarak bir özel okula geçmiştim, bugünkü İngilizcemi o gün öğrendiklerime borçluyum.

Peki fark neydi? Nasıl oldu da İngilizce'den nefret eden ben, bugün hala o günlerde öğrendiğim bilgileri kullanıyordum. Tıpla iç içe olduğum bugünlerde, beynin öğrenme şeklini öğrendikçe bunu kavrayabildim. Öncelikle burada okulları değerlendirmediğimi, metodu değerlendirdiğimi tekrar belirtmek istiyorum, zira lise eğitimim yine bir devlet okulunda devam etti.

Öncelikle dil öğrenmek için istemeniz gerekiyor. Zorunda kalmanız gerekiyor. Dilin bir ders değil, bir iletişim aracı olduğunu unutmayın. Anlamak istediğiniz veya anlamak zorunda olduğunuz bir kelime varsa onu öğrenirsiniz. Yani, yabancı biriyle diyalog kurmak burada bence en önemli nokta.
Beyin bilgileri anlamına göre kodlar. Bir paragraf okuduğunuzu düşünün. Okumayı bırakıp onu hatırlamaya çalıştığınızda kelimelerin sırasını mı yoksa paragrafın genel anlamını mı hatırlarsınız? Aynı şekilde kelimeleri öğrenirken de böyle öğreniyoruz. Çocukken bize masanın “masa” olduğunu defterimize on kere yazarak öğretmiyorlar. Cümle içinde, bağlamda biz o nesnenin “masa” olduğuna alışarak büyüyoruz. Gözlerinizi kapatın. Sesli olarak “masa” deyin. Aklınıza bir nesne olan masa mı geliyor, yoksa kağıda yazılmış “masa” harfleri mi?

Anadilinizi nasıl öğrendiniz? Önce duyarak, konuşarak. Sonra kurallarını öğrenerek. Gramer kurallarına elbette cümle kurmak için ihtiyacımız var. Fakat kuralları bilmek konuşmanızı tek başına sağlamıyor.
O zaman ne mi yapalım? Dili duyarak, anlamak isteyerek, konuşarak öğrenmeye çalışalım. Özel okuldan bahsetmiştim. Orada yabancı öğretmenimiz vardı ve onunla konuşurduk. Yabancı biriyle konuşmak için özel okula gitmenize hiç gerek yok. Yabancı bir arkadaş edinebilirsiniz, şiddetle tavsiye ederim.

Utanma meselesi var bir de. Sanki hepimiz anne karnında ingilizce öğrenmişiz gibi, ingilizcede en ufak hata yapan birini eleştirme alışkanlığımız… Bırakalım arkadaşlar bunu. Ben Türk milletimiz dışında bunu alışkanlık edinen başka bir milletten insanla karşılaşmadım. Bunu yapmak ne kadar yanlışsa, utanıp konuşmamak da o kadar yanlış bence. Türkiye’ye bir turist gelse, düzgün Türkçe konuşamasa ne düşünüyoruz? Neredeyse hepimiz sempatiyle yaklaşıyoruz. Kendinizi de öyle düşünün, o insan nasıl konuşmayı deniyorsa siz de her fırsatta gördüğünüz yabancı insanlarla konuşmaya çalışın. Sadece ingilizceniz gelişmeyecek; ülkeler hakkında bilginiz, genel kültürünüz, insanlarla iletişiminiz, bakış açınız da büyük bir yol kat edecek.
Tek çözüm elbette yabancı biriyle konuşmak değil. Aynı zamanda yabancı dizi, film izlemenizi; müzik dinlemenizi de tavsiye ederim. Ortaokulda -farkında olmasam da-ingilizcemin gelişmesine yaptığım en büyük katkı ingilizce şarkılara olan tutkumdu. Dinlediğim ve sevdiğim şarkıları defalarca dinler, sözlerine ve anlamlarına bakardım. Bu bir ev ödevi değil, meraktı. Altını çizmek istiyorum. Ve telaffuzum da duyduğum oranda gelişmişti.

 Aynı şekilde o zamanlar Lost dizisini izlerdim. (Doktor Jack Shephard idolümdü.:) ) Önceleri Türkçe altyazılı izlerdim, dil seviyem gittikçe ilerledi ve daha sonra İngilizce altyazılı izlemeye başladım. Yabancı dizi izlemeyi kesinlikle tavsiye ederim. Bu arada küçük bir tavsiye... "Breaking Bad" hayatımda izlediğim en güzel diziydi, öyle kalmaya da devam ediyor!
 
Sizlere dil öğrenmekte kilit rol oynadığını düşündüğüm püf noktalardan bahsetmek istedim. Umarım yararlı olmuştur. Yazım çok uzadığı için burada noktalıyorum. Bir sonraki yazımda hazırlık sınavı ile ilgili sorduğunuz sorulara, ingilizce tıp hazırlık sınavını atlama serüvenime değineceğim.

Tekrar görüşmek üzere…
 

4 yorum:

  1. Çok güzel olmuş.onerilerinizi uygulamayı deniycem.teşekürler

    YanıtlaSil
  2. Öncelikle bu bilgiler için teşekkürler ��
    Bende İngilizce Tıp istiyorum ve İngilizcem lisedeki öğrendiğim kadae yani baya kötü.Şuan daha 12. Sınıfım ve malum bir sınav sürecindeyiz.Tıpta da 1 yıl hazırlık okumadan o sınavdan muaf olmak istiyorum.Başka bir ülkeden yazıştığım bir arkadaşım var ingilizce konuşuyoruz.Birde bu filmleri izlesem mesela günlük hedeflerimi bitirdikten sonra bir bölüm şeklinde 1 yıl içinde o sınavı geçebilecek ve tıpta ingilizce adına pek zorluk yaşamayabilecek bir seviyeye gelebilirim miyim sizce ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Pratik yapmanız çok iyi, sınavdan sonra yazın biraz kursa da gidebilirsiniz işi hızlanması için. Bence muaf olabilirsiniz yani imkansız değil. :)

      Sil